Pek beklediğim gibi çıkmamakla birlikte , sinemaların çocuk filmi sanmasıyla her yer de türkçe dublaj olarak gösterime girmesi ve 3 boyutlu olmaması cabasıydı.Her zaman ki gibi Johnny Deep
ve Helena Bonham Carter fimin kurtarıcısıydı.Kötüydü diyemem çünkü Tim Burton var işin ucunda ama beklentimi karşılayamadı onu diyebilirim.Senaryonun enerjisi düşüktü.Hani böle bir mest edemedi beni.(çocuk hapşurmalarından olabilir)
Gel gelelim ki Up in The Air a ,harikaydı ,bayıldım ,çok sevdim.Özellikle de 500 days of summer da da göze çarpan artık filmlerde vurgulanan ve benim çok hoşuma giden :) bir şey var ki , oda artık erkekler değil kadınlar kazık atıyor bayanlar! :D Böle onlar şaşalak halde kalıyorlar (şaşalak ı ben buldum eheh) İzleyin ikisini de bana hak vericeksiniz.
Ne mi dinlicez bu şirin pazar günü?
Zooey Deschanel--> http://fizy.com/s/16ej9k
Türkçe dublejlı olmasının çok etkili olduğunu düşünüyorum bu fikirlerinde.Kesinlikle dublajsız izlenmeli
YanıtlaSilKesinlikle haklısın ama çıldırtıcı bir biçimde hiç bir yerde orjinal halde yok Ankarada.Artık dvd sini alıp izlemeli bir daha.
YanıtlaSil